Tüm kadınların da kabul edeceği
gibi kadınlar arasındaki ilişki oldukça zordur. Bunu kadınlara tek tek sorsanız
bin bir türlü neden sayarlar. Kıskançlığından dedikoduculuğuna, kem gözlülüğüne
hatta çirkinliğine varan nedenler sürerler ortaya. Tabi en yakın arkadaşının
diğerlerinden farklı olduğunu ve ikisinin bu konuda aynı şekilde düşündüğünü de
ekleyiverirler. Kadın cinsi hemcinsine sayıp sövmekte oldukça isteklidir. İşte
kadınlar arası ilişkiyi zorlaştıran da bu aslında. Böyle durumlarda ise
bizlerin bulduğu çözüm şudur;
“Ya, ben kızlarla
anlaşamıyorum. Benim bütün arkadaşlarım erkek.”
Oysaki bunu söyleyen hanım
kızımız karşı cinsle, ne kadar “Biz kardeş gibiyiz, tımam mııı?” dese de
arkadaş olarak görülemeyeceklerini bilir. Toplumda hep bir önyargı vardır
kadın-erkek arkadaşlığına karşı. Bu sadece bizim toplumumuza özgü de değil,
birkaç yabancı siteye bakarsan orada da şuna benzer bir düşünce olduğunu
göreceksin;
“Erkek kızın peşinde, kız da
bunu biliyor ama arkadaşlığın arkasına sığınıyor.” Yani kısaca “Kız vermiyor.”
Yabancılar bu duruma
‘friendzone’ adını vermiş. Yani erkeğin hoşlandığı kız tarafından arkadaş
olarak adlandırılıp aralarında başlayacak herhangi bir ilişkiye engel konulması
anlamına geliyor. Bu durumun tam tersi de yaşanabiliyor ama genel bakış
erkeklerin daha çok ‘friendzone’a düşmesi üzerine. Aslında pek de haksız
sayılmazlar.
Şimdi dışarı çıksak, önümüze
çıkan 50 kadına ve 50 adama, “Bir kadın ve bir erkek arkadaş kalabilir mi?”
desek kadınların %98’i (küsurat güzel duruyor diye koydum ama ana fikri
kadınların geneli), erkeklerin de %1’i (bunu da 0 olmasın diye böyle yaptım, şu
hesaplamada bir yarım adama denk geliyor ama olsun) bu duruma olumlu cevap
verir. Bu durumdan çıkartmamız gereken asıl kanı ise şudur;
Kadın erkek arkadaşlığına asıl
engel olan şey erkeklerin kendisidir.
Peki neden? Şimdi, bir erkek
olmadığım için buraya kesin yargılar yazamam ama gözlemlediğim kadarıyla
cevaplayayım. Erkekler için birinci öncelik her ne kadar güzellik gibi görünse
de değildir. Bir kadın ve bir erkek arkadaş olduklarında erkek için güzelliğin
önemi birkaç basamak düşüyor. Erkek genellikle şöyle düşünüyor, “Bu kızla biz
iyi anlaşıyoruz, bakarsan yüzüne bakılmayacak gibi de değil, zevklerimizi falan
da uyuşuyor. Olur mu? Olur.” Ama hanım kızımız öyle mi? (Belirli bir kısmı
genellememin dışında tutuyorum) Kızımız için yakışıklılık, zenginlik, karizma
ya da artık o hangisine daha çok önem veriyorsa yerini kolay kolay diğer
özelliklere bırakmıyor. O adamı kabul etmesi için ya bir şekilde sevmeye
başlaması gerekiyor ya da son çare olarak beyefendiye evet diyor.
Hangisi doğrudur hangisi
yanlıştır buna ben karar veremem. Zaten amacım böyle bir sonuca varmak da
değil. Geleceğim nokta şurası, biz kadınlar bu gerçeğin farkındayız aslında.
Sanıyor musunuz ki en yakın kız arkadaşınız geceleri onu düşündüğünüzü
bilmiyor? Hadi canım oradan, sadece bilmezden geliyor. “Ben kızlarla
anlaşamıyorum, o yüzden tüm arkadaşlarım erkektir.” Bu cümlenin nasıl bir
özgüven ve haz verdiğini bilemezsiniz siz. İşte o hanım kızımız da bu cümleyi
kurabilmek için bilmiyor gibi davranıyor. Sonuç ne oluyor peki? Sınırı aşmamak
için direnen bir erkek ve ona sınırı aşacak cesareti vermemek için çabalayan
kadın…
Şimdi bir düşünün bakalım. Evli
kadınların erkek arkadaş sayıları neden hep sıfıra yakındır? Kıskanç koca?
Zaman darlığı? Kopan bağlar? Cevap pekala birinci seçenek olabilir ancak genel
neden kadının erkek arkadaşlara artık ihtiyacı kalmamasıdır. Evdeki kocaları
onlara bu konuda yetiyor da artıyor çünkü. Erkekler de aynı durumda aslında,
evlenince ortaya çıkan bir kadın arkadaş boşanma sebebidir. Bir erkekle bir
kadının arkadaş hatta dost olabileceğini savunan kızlarımıza bir bakın,
sevgililerinin yakın kız arkadaşları ile tanışıp arıza çıkarmayacak biri mi?
Üzgünüm, öyle bir kadın yok şu dünya üzerinde. Çünkü aslında hepimiz biliyoruz
böyle bir şeyin mümkün olmadığını. Doğal olarak da tepki gösteriyoruz bu
durumlara. Nasıl bir arkadaşınız sürekli bir karşı cinsten bahsedip arkadaş
olduklarını söylediğinde manidar bakışlarla süzüyorsunuz onu? Ya da imalı bir
gülümseme yayılıyor yüzünüze? İnanmıyorsunuz çünkü bu arkadaşlığın
gerçekliğine. İnanmamayı da sürdürün çünkü karşı cinsler arası arkadaşlıkların
çok çok azı arkadaşlık olarak kalıyor.
Tecrübe ile de sabittir, bir erkekle
bir kadının arkadaş olması daha doğrusu arkadaş kalması oldukça zor. Sonunun
nasıl bittiği önemli değil ama o işte bir şekilde bir pürüz çıkar.
Ha, arkadaş kalabilenler yok
mu? Var. Onlara büyük saygımız var. Karşısındakini cinsiyetinden tamamen arındırıp
ona sadece insan gözüyle bakabilen öyle kolay bulunmuyor bu zamanda.
Son olarak ülkemiz gençlerinin
hayatları boyunca en az bir kez söylediği şu sözü hatırlatmak isterim;
“Kanka ayağı göt ayağı.”