Canınız mı sıkılıyor?
Yapacak bir şey bulamıyor musunuz?
İzlediğiniz diziler bitti ve boşluğa mı düştünüz?
O zaman sizi şöyle alalım efendim, çünkü tam size göre bir
anime tavsiyem var.
Uzun zamandır animeleridir, mangalarıdır, dizileridir uzak
doğulu insanların yaptıklarına karşı garip bir ilgim var. Mesela Kore
sinemasını tek geçerim. Dizileri her ne kadar bana hitap etmese de iyi işler
çıkarırlar. Ancak anime ve manga dendi mi Japon dostlarımın da üzerine tanımam.
Anime denildiğinde aklına çocuk çizgi filmi gelenleri hemen
dışarı alalım ve size bana göre animelerin kralı olan “Death Note”ı anlatmaya
başlayayım.
Klişe bir giriş yapıyorum izninizle:
Eğer akıl oyunlarını seviyorsanız Death Note tam size göre.
Konu azıcık fantastiğe kaysa da –ne azıcığı ya ölüm tanrısı
falan var- sizi kendine bağlayabilecek bir anime kendisi. Animemiz öbür tarafta
canı sıkılan bir Shinigami (ölüm tanrısı) olan Ryuk’un insan dünyasına attığı
ölüm defterinin (Death Note) Light adlı bir lise öğrencisi tarafından bulunması
ile başlıyor. Ölüm defteri dediğimiz defterin özelliği şu: deftere ismini yazdığınız
kişi ölüyor. (Gerçi tek marifeti de bu değil ama şimdi spoiler olmasın
söylediklerim.) Light ise bu defteri yeni bir dünya düzeni kurmak için
kullanmaya karar veriyor: Yalnızca adaletin hüküm sürdüğü bir dünya…
Tabi ki Light’a “Gel canım, istediğin gibi oyna dünya düzeniyle”
demiyorlar. İşte tam bu sırada karşımıza özel dedektif L çıkıyor. Onun işi
sandığınızdan daha zor. Önce birden başlayan suçlu ölümlerinin nasıl olduğunu
sonra da bunu kimin yaptığını bulması gerekiyor, ancak şahsına münhasır bir
insan olan L bir “Sherlock Holmes” edasıyla tüm ipuçlarını bir araya getirip
Light’a adım adım yaklaşıyor. Biz de bu noktadan sonra onların zeka oyunlarıyla
birbirini alt etmeye çalışmasını izliyoruz.
Şimdi biliyorum aranızda “Çizgi film mi izlicez yeaa”
diyenler hala var. İzle canım kardeşim. Dünya üzerinde böyle bir yapıt dururken
önyargılarının kurbanı olma. Gözleriniz, zihniniz bayram etsin.
İzledikten sonra “Neden bu kadar geç kalmışım bunu izlemek
için” diyenler kervanına katılacağınızı garanti ediyorum.
Death Note yani…