8 Ekim 2012 Pazartesi

Bir Japon Manyaklığı Ürünü; Hanazakari no Kimitachi e


Eveeet efenim, yine bir Uzakdoğu dizisi ve yine ben…

Hazır diziyi bitirmişken, bölümler falan hafızamda taze iken yazayım istedim. Öncelikle daha önce hiç Japon dizisi izlememiş bünyelere bu diziyi kesinlikle önermediğimi söylemem lazım. Malum bu Japonların yaptıkları dünyanın geri kalanı için pek normal kabul edilemiyor. Kendilerini henüz ben de çözemedim ve ömrümün geri kalanında da çözebileceğimi düşünmüyorum. Dizileri de kendileri gibi garip bir kafanın ürünü olduğu için alışmak pek kolay olmuyor. Öncelikle birkaç dizi tecrübeniz olmalı. Zira yıllarca Japon dizileri izleyen biri olsanız bile akıl erdiremediğiniz şeylerle karşılaşıp “Bu ne lan?!” gibi bir tepki verebiliyorsunuz. Misal ben bu dizide bu tepkiyi oldukça fazla verdim, bu işe yabancı olanların halini düşünmek bile istemiyorum. Yine de kendisi beni oldukça eğlendirdi. Absürt Japon komedisine yakışır bir dizi olmuş.




Dizi bir mangadan uyarlanmış, 2007 yapımı ve 12 bölüm. Mangalar… Yani Japon çizgi romanları; sınırsız dizi ve anime kaynakları… Konu bir mangadan çıkınca işin ne kadar absürtleşeceğini inanın tahmin edemiyorsunuz. Animelerden fırlamış mimikler, garip ses efektleri ve manyak karakterler… Karşınızda Hanazakari no Kimitachi e.

Konu daha önce Uzakdoğu dizileri ile tanışmış olanlara biraz sıradan gelebilir. Şöyle ki; Mizuki adında bir kızımız var ve bu kızımız erkek kılığına girip bir erkek lisesine gidiyor. Erkek kılığına giren kız konusu ne kadar çok işlenmiş olsa da ben bu hanım kızımızın nedenini kabul edilebilir bulup bu diziye bir şans vermiştim. Kızımız kendisinin neden olduğu bir kaza sonucu uzun atlamayı bırakıp somurtkan birine dönen Sano’yu tekrar uzun atlamaya döndürmek amacı ile okula girer ve olaylar gelişir. İzninizle konuyu biraz daha açıp karakterlere göz atmak istiyorum.



Ashiya Mizuki
İşte ana karakterimiz Mizuki’miz. Allah aşkına biri bir açıklama yapsın şu hatun kişiyi şu haliyle kim erkeğe benzetiyor. Kendisi dizi boyunca sesini değiştirmeye bile gerek duymadan bir okul dolusu adamı kandırabiliyor. Bizde olsa 10 km öteden anlarlar kız olduğunu. Neyse, devam edelim.



Sano Izumi
Soğuk nevale, ördek dudaklı Sano’muz da bu. Anlayabileceğiniz gibi kendisini pek sevemedim ben. Oysaki Japon kızlarımız arasında çok popüler Sano Bey. Çok konuşmaz, eğlencelere katılmaz, herkesin konuşmalarını dinler ama cevap vermez… Of, bildiğiniz iç daraltıcı yakışıklı ve havalı lise öğrencisi işte. Anlamsız bir şekilde kendinden bir metre önde olan dudakları ile bana ne kadar itici gelse de bu da esas oğlanımız. Gerçi son bölümlere doğru bir içim ısınır gibi oldu ama yok, diğerlerinin yerini tutmaz gözümde.



Nakatsu Shuichi
İşte benim kalbimin birincisi, gönüllerin esas oğlanı bir başka ana karakterimiz, Nakatsu’muz. Açık ve net söyleyeyim hasta oldum kendisine bu dizide. O şeker yüz ifadeleri, o aptal hareketler bir insana bu kadar mı yakışır. Bir süre sonra zaten ‘Nakatsu çıksa da neşemizi bulsak’ modunda izlemeye başlıyorsunuz diziyi. Kendisinin bir anda durup el hareketleri ile olayları özetlemesi mi dersiniz, yaptığı acayip mimikleri mi dersiniz yoksa erkek sandığı Mizuki’ye karşı bir şeyler hissettiğini fark ettiğinde “Eşcinsel miyim, değil miyim?” diye kendi kendine girdiği bunalımlar mı dersiniz, dizide sizi çok güldürecek sahnelerde hep o var. Eğlenceli, pozitif insan Nakatsu… Adamların hası…

Şimdi tekrar konuya dönelim, biraz da okuldan bahsedelim. Okul öğrencilerini yakışıklılıklarına göre seçen saçma sapan bir okul. Evet, anca yakışıklı iseniz bu okulda eğitim görebiliyorsunuz. Okulda 3 tane yurt bulunuyor ve bu yurtlardaki insanlar ilgi alanlarına göre toplanmışlar. Yurtlar arasında sürekli bir yarışma hali var. Japonların bir türlü bitmeyen festivallerinde ya da öylesine bir yarışmada özel ödül konuluyor okul müdiresi tarafından ve bu 3 yurt kıran kırana bir yarış içine giriyorlar. Bu 3 yurdun da 3 ayrı başkanı var. Onlara da bir göz atalım.



Tennoji Megumi
Birinci yurdun başkanı, dövüşçü –aslında dayakçı daha uygun-, sert adam, uslanmaz aşık… Tennoji birinci yurtta toplanmış olan kendisi gibi dövüş sever ancak biraz gerzek öğrencilere sahip çıkmaktadır. Üstsüz dolaşıp kaslarını göstermeye ve yurttakilere sürekli antrenman yaptırıp onlara acı çektirmeye bayılır.



Nanba Minami
Dizinin adına yaraşır (Hanazakari no Kimitachi e = Yakışıklılar Cenneti) tek adam benim gözümde. Çapkın sözcüğünün vücut bulmuş hali. İkinci yurdun yani bizim ana karakterlerimizin de içinde olduğu yurdun başkanıdır. İkinci yurtta sportif öğrenciler yer alır. Nanba da onlara yol göstermeye çalışır ama kılavuzu karga olanın…



Himejima Masao
Nam-ı diğer Manyak Oscar. Evet, bu adam bildiğiniz manyak. Sanatla uğraşan, kendi gibi manyakların toplandığı üçüncü yurdun başkanıdır. Yarışlarda pek bir halt yapamadıkları için genellikle diğer dünya ile bağlantı kurup yardım almaya çalışır. Her seferinde de içine ruh girer bu adamın. Candırlar yine de, pelerinlerine kurban onların.

Genel olarak ana karakterler böyle. Sayılacak daha çok önemli karakterleri var tabi. Mesela 2. yurdun koşucusu, şirinlik muskası Sekime, insanların auralarını görebilen ve ruhlarla konuşan Kayashima, Nanba’ya aşık olan ve tüm kızları yanında uzaklaştırmayı görev edinen Nakao, hepsi birbirinden farklı oldukça fazla karakter içermekte dizi. Sanırım en güzel yanı da bu.

Nakao’yu okuduktan sonra hepiniz şöyle bir durdunuz değil mi? En önemli notu yazmayı unutmuşum, özür dilerim. Homofobiklerin kesinlikle ve kesinlikle uzak durması gereken bir dizi bu. Çünkü içinde sarhoş olunca kız erkek bakmadan herkesi öpen bir Sano, Mizuki’nin erkek olduğunu düşündüğü halde aşkına engel olamayan bir Nakatsu, yurt başkanına aşık bir Nakao, eşcinsel bir okul doktoru ve her fırsatta kız gibi giydirilen bir okul dolusu erkek var. Bildiğiniz kızlara yönelik yazılmış, Japon kızların Shounen-ai (erkekler arası aşk) fantezisine oynayan bir dizi Hanazakari no Kimitachi e.

Bu gibi şeyler beni etkilemez, ben uçuk komedileri severim diyorsanız da gayet severek izlenilecek bir dizi. Uzakdoğu severlere duyurulur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder