Eveeet efenim, yine bir Uzakdoğu dizisi ve yine ben…
Hazır diziyi bitirmişken, bölümler falan hafızamda taze iken
yazayım istedim. Öncelikle daha önce hiç Japon dizisi izlememiş bünyelere bu
diziyi kesinlikle önermediğimi söylemem lazım. Malum bu Japonların yaptıkları
dünyanın geri kalanı için pek normal kabul edilemiyor. Kendilerini henüz ben de
çözemedim ve ömrümün geri kalanında da çözebileceğimi düşünmüyorum. Dizileri de
kendileri gibi garip bir kafanın ürünü olduğu için alışmak pek kolay olmuyor.
Öncelikle birkaç dizi tecrübeniz olmalı. Zira yıllarca Japon dizileri izleyen
biri olsanız bile akıl erdiremediğiniz şeylerle karşılaşıp “Bu ne lan?!” gibi
bir tepki verebiliyorsunuz. Misal ben bu dizide bu tepkiyi oldukça fazla
verdim, bu işe yabancı olanların halini düşünmek bile istemiyorum. Yine de
kendisi beni oldukça eğlendirdi. Absürt Japon komedisine yakışır bir dizi olmuş.
Dizi bir mangadan uyarlanmış, 2007 yapımı ve 12 bölüm.
Mangalar… Yani Japon çizgi romanları; sınırsız dizi ve anime kaynakları… Konu
bir mangadan çıkınca işin ne kadar absürtleşeceğini inanın tahmin
edemiyorsunuz. Animelerden fırlamış mimikler, garip ses efektleri ve manyak
karakterler… Karşınızda Hanazakari no Kimitachi e.
Konu daha önce Uzakdoğu dizileri ile tanışmış olanlara biraz
sıradan gelebilir. Şöyle ki; Mizuki adında bir kızımız var ve bu kızımız erkek
kılığına girip bir erkek lisesine gidiyor. Erkek kılığına giren kız konusu ne
kadar çok işlenmiş olsa da ben bu hanım kızımızın nedenini kabul edilebilir
bulup bu diziye bir şans vermiştim. Kızımız kendisinin neden olduğu bir kaza
sonucu uzun atlamayı bırakıp somurtkan birine dönen Sano’yu tekrar uzun
atlamaya döndürmek amacı ile okula girer ve olaylar gelişir. İzninizle konuyu
biraz daha açıp karakterlere göz atmak istiyorum.
Ashiya Mizuki
İşte ana karakterimiz Mizuki’miz. Allah aşkına biri bir
açıklama yapsın şu hatun kişiyi şu haliyle kim erkeğe benzetiyor. Kendisi dizi
boyunca sesini değiştirmeye bile gerek duymadan bir okul dolusu adamı
kandırabiliyor. Bizde olsa 10 km öteden anlarlar kız olduğunu. Neyse, devam
edelim.
Sano Izumi
Soğuk nevale, ördek dudaklı Sano’muz da bu. Anlayabileceğiniz
gibi kendisini pek sevemedim ben. Oysaki Japon kızlarımız arasında çok popüler
Sano Bey. Çok konuşmaz, eğlencelere katılmaz, herkesin konuşmalarını dinler ama
cevap vermez… Of, bildiğiniz iç daraltıcı yakışıklı ve havalı lise öğrencisi
işte. Anlamsız bir şekilde kendinden bir metre önde olan dudakları ile bana ne
kadar itici gelse de bu da esas oğlanımız. Gerçi son bölümlere doğru bir içim
ısınır gibi oldu ama yok, diğerlerinin yerini tutmaz gözümde.
Nakatsu Shuichi
İşte benim kalbimin birincisi, gönüllerin esas oğlanı bir
başka ana karakterimiz, Nakatsu’muz. Açık ve net söyleyeyim hasta oldum
kendisine bu dizide. O şeker yüz ifadeleri, o aptal hareketler bir insana bu
kadar mı yakışır. Bir süre sonra zaten ‘Nakatsu çıksa da neşemizi bulsak’
modunda izlemeye başlıyorsunuz diziyi. Kendisinin bir anda durup el hareketleri
ile olayları özetlemesi mi dersiniz, yaptığı acayip mimikleri mi dersiniz yoksa
erkek sandığı Mizuki’ye karşı bir şeyler hissettiğini fark ettiğinde “Eşcinsel
miyim, değil miyim?” diye kendi kendine girdiği bunalımlar mı dersiniz, dizide
sizi çok güldürecek sahnelerde hep o var. Eğlenceli, pozitif insan Nakatsu… Adamların
hası…
Şimdi tekrar konuya dönelim, biraz da okuldan bahsedelim. Okul
öğrencilerini yakışıklılıklarına göre seçen saçma sapan bir okul. Evet, anca
yakışıklı iseniz bu okulda eğitim görebiliyorsunuz. Okulda 3 tane yurt
bulunuyor ve bu yurtlardaki insanlar ilgi alanlarına göre toplanmışlar. Yurtlar
arasında sürekli bir yarışma hali var. Japonların bir türlü bitmeyen
festivallerinde ya da öylesine bir yarışmada özel ödül konuluyor okul müdiresi
tarafından ve bu 3 yurt kıran kırana bir yarış içine giriyorlar. Bu 3 yurdun da
3 ayrı başkanı var. Onlara da bir göz atalım.
Tennoji Megumi
Birinci yurdun başkanı, dövüşçü –aslında dayakçı daha uygun-,
sert adam, uslanmaz aşık… Tennoji birinci yurtta toplanmış olan kendisi gibi
dövüş sever ancak biraz gerzek öğrencilere sahip çıkmaktadır. Üstsüz dolaşıp
kaslarını göstermeye ve yurttakilere sürekli antrenman yaptırıp onlara acı
çektirmeye bayılır.
Nanba Minami
Dizinin adına yaraşır (Hanazakari no Kimitachi e = Yakışıklılar Cenneti) tek adam
benim gözümde. Çapkın sözcüğünün vücut bulmuş hali. İkinci yurdun yani bizim
ana karakterlerimizin de içinde olduğu yurdun başkanıdır. İkinci yurtta sportif
öğrenciler yer alır. Nanba da onlara yol göstermeye çalışır ama kılavuzu karga
olanın…
Himejima Masao
Nam-ı diğer Manyak Oscar. Evet, bu adam bildiğiniz manyak.
Sanatla uğraşan, kendi gibi manyakların toplandığı üçüncü yurdun başkanıdır.
Yarışlarda pek bir halt yapamadıkları için genellikle diğer dünya ile bağlantı
kurup yardım almaya çalışır. Her seferinde de içine ruh girer bu adamın.
Candırlar yine de, pelerinlerine kurban onların.
Genel olarak ana karakterler böyle. Sayılacak daha çok önemli
karakterleri var tabi. Mesela 2. yurdun koşucusu, şirinlik muskası Sekime,
insanların auralarını görebilen ve ruhlarla konuşan Kayashima, Nanba’ya aşık
olan ve tüm kızları yanında uzaklaştırmayı görev edinen Nakao, hepsi
birbirinden farklı oldukça fazla karakter içermekte dizi. Sanırım en güzel yanı
da bu.
Nakao’yu okuduktan sonra hepiniz şöyle bir durdunuz değil mi?
En önemli notu yazmayı unutmuşum, özür dilerim. Homofobiklerin kesinlikle ve kesinlikle
uzak durması gereken bir dizi bu. Çünkü içinde sarhoş olunca kız erkek bakmadan
herkesi öpen bir Sano, Mizuki’nin erkek olduğunu düşündüğü halde aşkına engel
olamayan bir Nakatsu, yurt başkanına aşık bir Nakao, eşcinsel bir okul doktoru
ve her fırsatta kız gibi giydirilen bir okul dolusu erkek var. Bildiğiniz
kızlara yönelik yazılmış, Japon kızların Shounen-ai (erkekler arası aşk)
fantezisine oynayan bir dizi Hanazakari no Kimitachi e.
Bu gibi şeyler beni etkilemez, ben uçuk komedileri severim
diyorsanız da gayet severek izlenilecek bir dizi. Uzakdoğu severlere duyurulur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder